Cinsiyetçilik: Gör, Adını Koy, Durdur... Cinsiyetçilik, bazı kişilerin, çoğu zaman kadınların, cinsiyetlerinden dolayı daha değersiz olduğu fikrine dayanan herhangi bir ifadedir (eylem, kelime, imge, mimik). Cinsiyetçilik zararlıdır. Değersizlik, oto sansür, kaçınma stratejilerinin benimsenmesi, davranış değişiklikleri ve sağlığın bozulmasına sebep olur. Cinsiyet eşitsizliğinin kökeninde cinsiyetçilik yatmaktadır. Kadınları ve kız çocuklarını orantısız olarak etkiler. Bununla birlikte, Cinsiyetçilik hayatın her alanında bulunmaktadır. Unutmayalım; Şiddet bazen sadece bir şakayla başlar. Cinsiyetçiliğin zararlı etkileri bazı kadın ve erkekler için etnik kökenleri, yaşları, engellilik durumları, sosyal kökenleri, dinleri, cinsiyet kimlikleri, cinsel eğilimleri ve diğer etkenlerden dolayı daha kötü olabilir. Bazı kadın grupları, örneğin genç kadınlar, politikacılar, gazeteciler veya halka mal olmuş kişiler, cinsiyetçiliğin özellikle hedefi haline gelebilir. Son dönemde yapılan bir araştırma sonuçlarına göre; Parlamento'ya seçilen kadınların % 58.2'si sosyal ağlarda cinsiyetçi saldırıların hedefi olmuştur. Eşitlik Dilde Başlar: Cinsiyetçi söylemlerin terk edilmesi bireysel ve kurumsal farkındalık kadar kolektif bir çabayı da gerektiriyor. Küresel ödev listemiz diyebileceğimiz Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları; ayrımcılığa dayalı yasaların, politikaların ve uygulamaların ortadan kaldırılmasını ve eşitsizliklerin azaltılmasını öngörüyor. Evrensel anlamda her bir bireyi sosyal, politik ve ekonomik açıdan içermeyi vaat ediyor. (Amaç 10: Eşitsizliklerin Azaltılması). Daha huzurlu, eşit, adil, ilerlemeye açık bir dünya ancak çeşitlilik ve kapsayıcılıkla mümkün. İşte bu eşitlik ve adalet de önce dilimizde başlıyor. Eşit bir dil çok daha zengin, yetkin ve yenilikçi bir dünyanın anahtarı. @antalyaolimposrotary